Başkan Ocak: "Var olmak"

Var olmak

Karanlığın içinde bir ışık aramak… O ışığı başkalarının ellerinde değil, kendi içinde bulmak… İşte hayat, tam olarak budur! Hepimiz, göremediğimiz bu dünyada bazen bir çukura düşerek, bazen yanlış bir kapıyı çalarak, bazen de hayata tutunacak bir dal arayarak yol alıyoruz. Ama unutmamız gereken bir şey var: Özgürlük, başkasının elinde taşınan bir meşale değil, bizim içimizde yanan bir ateştir.

Bağımsız olmalıyız… Çünkü bağımsızlık olmadan, yaşamak sadece bir var olma çabasıdır. Birilerinin rehberliğinde yürümek, birilerinin götürdüğü yerlere gitmek, birilerinin seçtiği masaya oturmak… İşte bunların hepsi, hayatı başkalarının ellerine teslim etmek demektir. Oysa biz, ne başkalarının gölgesinde yürümek ne de birilerinin merhametine sığınmak için yaratıldık. Biz, kendi adımlarımızı atmak için varız.

Bir beyaz baston, sadece bir yardımcı araç değildir. O, bir özgürlük simgesidir. Kaldırıma her vurduğunda, zincirlerinden bir halka daha kopar. Her adım attığında, içine doğduğun karanlığı biraz daha aydınlatırsın. Denizin dalgasını duyduğunda, martının çığlığını hissettiğinde, rüzgârın yüzünü okşadığında, işte o zaman özgürlüğün tadını en derininden alırsın.

Peki ya bağımsız değilsen? O zaman senin yerine karar verecekler… Hangi kafede oturacağına, hangi sokaktan yürüyeceğine, hangi masada yemek yiyeceğine başkaları karar verecek. İş görüşmesine gittiğinde, bağımsız bir birey olmadığını hissettiklerinde, seni bir yük gibi görecekler. Okulda kendi sırasını bulamayan bir öğrenci olarak kalırsan, hayatın sunduğu bilgileri bile tam anlamıyla kavrayamayacaksın. Sevgilinle dışarı çıktığında bile, seni değil, yanında götürdüğün arkadaşını fark edecekler. İşte bu yüzden kendi hayatını kendin inşa etmek zorundasın!

Görme engelli olmak, sadece bir durumdur. Ama bağımsız olmamak, bir seçimdir. Eğer kendi başına yürümeyi, kendi başına hareket etmeyi, kendi kararlarını almayı öğrenmezsen, hayat seni bir yük gibi taşır. Ama bu eğer zincirlerini kırarsan, işte o zaman sadece yürümekle kalmaz, kanatlanıp uçarsın!

Hayat, cesurları sever! O cesareti içinde büyüt! Beyaz bastonunu eline al, kaldırım taşlarına vur, hayatın içindeki yerini kendin belirle! Çünkü özgürlük, sana kimsenin hediye etmeyeceği en değerli armağandır. Onu ancak sen kazanabilirsin!