Zurnacı Nazım Koç İstanbul Sancaktepe’de
81 yaşındaki efsane zurnacının ünü İstanbul’a yayıldı
Kars’ın Selim İlçesinin Eskigazi köyünde yaşayan 81 yaşındaki efsane zurnacı Nazım Koç’un düğün performansı dilden dile dolaşıyor. Gençlere taş çıkartan Nazım dede İstanbul’a davet edildi. İstanbul Sancaktepe’de oğlu ile birlikte zurna çalarak gönülleri fethetti.
Ünü İstanbul’a kadar yayılan usta zurnacı Nazım Koç, “Her zurna çaldığımda biraz daha gençleşiyorum. Müziksiz duramamam. Zurna olmayınca hasta olurum” dedi.
DÜĞÜNLERİN VAZGEÇİLMEZİ OLDU
Genç kalmasının sırrını müziğe borçlu olduğunu söyleyen, “Müzik benim hayatım” diyerek dur durak bilmeden zurna çalarak düğünleri şenlendiriyor. Kendi has tarcıyla halay başına da geçerek yöresel oyunları sahneleyen Nazım dede ara ara türkü söylüyor zaman zaman da mey dinletisi sunuyor. Bölgenin en tanınmış isimlerinden olan, zurnada gösterdiği ustalıkla adından söz ettiren Nazım dede düğünlerinde vazgeçilmezi oluyor. Ünü İstanbul’a kadar giden davet üzerine o bölgede de düğünlerde zurna çalan Nazım dede aynı gün uçakla Kars’a gelip düğün çalıyor.
ZURNA BENİM İLACIMDIR
Gezmeyi yürümeyi, tırpan çekmeyi çalışmayı, hayvanlara bakmayı çok sevdiğini belirten Nazım dede yorulmak nedir bilmediğini de ifade etti. Nazım dede, “Yorulmadın mı?” sorusu üzerine “Yok ben yorulmadım. Müzik benim ilacımdır. Zurna benim ilacımdır. Ben hastalandığım zaman bunu çaldığımda hemen iyileşiyorum. Akşamları evde bazen mey çalarım. Müzikle yatıyorum müzikle kalkıyorum. Müzik çok iyidir, insanın kederini giderecek derecededir. Sürekli zurna çalıyorum halk da beni çok seviyor ben de halkı çok seviyorum.” dedi.
MÜZİK OLMAZSA AHIRA GİRER HAYVANLARA BAKARIM
İlerlemiş yaşına rağmen performansından ödün vermeyen Nazım dede “Eğer müzik olmazsa ne yaparsınız?” sorusuna da “Bu olmazsa ahıra girerim. Hayvanları çok seviyorum. Hayvana bakıyorum. Bu olmazsa tarla tapan işleriyle uğraşırım. Tarımla uğraşmayı da çok seviyorum. Hasta olsam bile müziksiz duramıyorum. Çünkü arzum var, azmim var. Atadan kalma bir azim. Benim rahmetli babam çok çalışkandı. Çok çalışırdı. Çağrıldığım her düğüne giderim bölgemizin bütün müziklerini çalarım. Hiç de yorulmam.” cevabını verdi.
TOPLUM OLMAZSA NEŞE OLMAZ
Nazım Koç dede neşeli ve esprili olduğunun söylenmesi üzerine ise şu ifadelerde bulundu:
“Neşeliyim tabii ki. Bir düğünde toplum olmasa neşe olmaz. Zurnacı da olsa davulcu da olsa toplum gereklidir. Birde benim neşem şudur yeter ki mazot (para) aksın bana. Para var ya para. Para oldu mu coşarım. Bugün Bayburt köyünde düğüne geldim dünyanın parasını verdiler bana. Çünkü para olmazsa aşk da olmuyor. Her şey bir emektar ve emeğini karşılığını alacaksın.”
ZURNADA MEYDAN OKUYORUM
Türkiye’de 80 yaşını geçenlerin kendisiyle yarışamayacağını da söyleyen Nazım Koç, “Buradan meydan okuyorum. Türkiye’de elbette ki beden iyi zurna çalanlar vardır ama benim yaşıma geldiklerinde hiç biri benim şu anki performansımı sergileyemez. Hepiniz leblebi gibi kolumun altından atarım. Benim yaşıma gelseler benimle aşık atamazlar. Her zaman hadri meydan diyorum.” şeklinde konuştu.
25 YIL ÇOBANLIK YAPTI
Nazım Koç daha sonra şunları söyledi:
“Hayatım bundan ibaret değil 25 yıl çobanlık yaptım, 1982 yılından bu tarafa zurna çalıyorum. Zurnayı da kendi kendime öğrendim. Herkes beni tanıyor. Türkiye Cumhuriyeti bile beni tanıyor. Ben Erzurum, Erzincan müzikleri çalarım ama batı illerinin müziklerini çalamam. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ü babamı kadar seviyorum. İki oğlum bir kızım var. Allah işlerini rast getirsin. İki oğlum İstanbul'da çalışıyor. Kendim “Şıtır” diye tanınırım. Bölge insanı beni öyle bilir. Sözde değil özde adamım. Ben toplumdan yüz puan kazandım.”
Kaynak:Kader Yurdagül
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.