Volkan KARABAĞ
Resmi Gazete’de yürürlüğe giren gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin Türk Lirası ile yapılması kararlaştırılırken, uzmanlar son başvuru tarihinin 12 Ekim olduğunu belirterek mükellefleri uyardı.
Döviz kurlarındaki artış sonrası dolar ve euro üzerinden alınan kiralarda ısrar ederek geri adım atmayan gayrimenkul sahipleri son gün 12 Ekim TL'nin hızlı değer kaybı özellikle kiralamaların döviz bazında yapıldığı alışveriş merkezleri ve ofisler için TL'ye dönüş taleplerini gündeme getirmişti.
"Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar", Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de 13 Eylül’de yayımlandı.
Söz konusu karara göre, Türkiye'de yerleşik kişilerin, ilgili Bakanlıkça belirlenen haller dışında, kendi aralarındaki menkul ve gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayacak.
“Dövizli sözleşmeler için yeniden sözleşme yapılmalı”
“Coldwell Banker Trend Gayrimenkul” Ticari Danışmanı ve Premar Türkiye Gayrimenkul Danışmanı Gencehan Altınbaş yaptığı açıklamada, “13 Eylül 2018 tarihinden itibaren kira vb. gayrimenkul bedelleri döviz cinsinden belirlenemeyecek. Eğer belirlenmiş ise yeniden kira bedelinin düzenlenmesi gerekiyor. Kars’ımıza hayırlı olsun” dedi.
Kararın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde, daha önce akdedilmiş yürürlükteki sözleşmelerde döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedeller, Bakanlıkça belirlenen haller dışında, Türk parası olarak taraflarca yeniden tespit edilecek.
Kamu-özel işbirliği projesi olarak adlandırılan Şehir Hastaneleri, İstanbul 3. Havalimanı, Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprüleri gibi devletin döviz bazında ya da dövize endeksli kira ödemesi, gelir garantisi gibi ödemeleri yayımlanan karar kapsamında yer almıyor. Kamu bu projelerde döviz bazlı ödeme yapmaya devam edecek.
TL'ye geçiş zorunluluğu getirildi
Resmi Gazete’de 13 Eylül’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda’ değişiklik uyarınca gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin Türk Lirası’yla yapılması kararlaştırıldı.
Çoğunluğu dolar üzerinden yapılan mevcut sözleşmelerin de 30 gün içerisinde Türk Lirası olarak taraflarca yeniden belirlenmesini öngören kararla ilgili düzenlemeler için son gün 12 Ekim olacak.
Mülk sahibi ve Kiracının aralarında anlaşması gerekiyor.
Eski sözleşmelerin para birimlerinin 12 Ekim’e kadar Türk Lirası’na çevrilmesinin zorunlu olduğunu kaydeden Altınbaş, "Eğer hala ayakta olan, uygulanmakta olan sözleşmeler ise bunların döviz üzerinden olan para birimlerini Türk Lirası’na (TL) çevireceğiz. TL’ye çevirirken hangi tarihteki kur üzerinden çevrileceği kararnamede yazılı değil. İşte bu aşamada her iki tarafında bir uzlaşma sağlaması gerekiyor. Tabii ki menfaat dengesine göre bu tarih önemli. Çünkü sözleşmenin yapıldığı tarihte kur düşüktü. Ama bugün itibariyle kuru dikkate alırsak döviz kuru yükselmiş olduğu için taraflardan birinin lehine olan konu diğerinin aleyhine olabilir. Bu noktada bir uzlaşma gerekiyor. Eğer taraflar aralarında anlaşabiliyor ise mesele yok. Aslında eski sözleşmelerin bir maddesi değiştirilse de yeni sözleşme yapılmış gibi başka maddelere de yer verilebilir” dedi.
Damga vergisine dikkat
Bu noktada damga vergisine dikkat etmek gerekiyor. "Bir damga vergisi çıkabilir. Şöyle ki yeni yapılan sözleşmemizde ya da değişiklikte döviz kurunu TL’ye çevirirken, sözleşmeyi ilk yaptığınız güne nazaran bir fark çıkarsa, yani sözleşmedeki bedel yükselirse mükelleflerin aradaki tutar için ilave damga vergisi ödemesi gerekiyor. Bunu unutmamakta fayda var" ifadelerini kullandı.
“Mahkemede dava açmak yerine tahkime başvurun”
Taraflar arasında anlaşma sağlanamaması durumunda sözleşmenin uyarlanmasının düşünülmesi gereklidir. "Sözleşmenin uyarlanması için de en pratik yöntem arabulucuk ve tahkime başvurmaktır. Çünkü eğer bu hususta dava açılırsa çok uzun yıllar bu davalar sürebilir. Bu da sözleşme taraflarının işine gelmez. Arabulucularla tahkim edilmesinin çok büyük faydaları var. Birinci olarak arabulucular girdiği zaman damga vergisi maktul olacak. Çünkü kanunumuzda özel hüküm var; 58 TL’lik bir damga vergisiyle bu konu çözülebilecek. Eğer arabuluculukla anlaşma sağlanamazsa tahkime başvurulması gerekir. Tahkime başvurulduğu takdirde de çok kısa bir süre içerisinde, 2-3 ay gibi kısa sürede bu konuda yetkin uzman hakem atandığı takdirde bir karar verilecektir. Sözleşmenin uyarlanması maksadıyla bir tahkim yargılaması yapılabilir. Yani hakem önünde bir dava başlatılabilir” dedi.
Tahkim merkezlerindeki ihtisaslaşmış kişilerin uyuşmazlığı çok hızlı ve ucuz bir maliyetle çözdüğünü hem gerçek hem de tüzel kişilerin mahkemede dava açmak yerine anlaşma sağlayamadıkları takdirde tahkim yoluna başvurmaların tavsiye ettiklerini söyledi.