İnsanların tatlı tada olan düşkünlükleri, oldukça eskilere dayanmaktadır. Balın keşfedilmesiyle birlikte tatlandırıcı maddeler, tüketilen çeşitli gıdalarda kullanılmaktadır.
Dünyada kabul gördüğü haliyle “tatlandırıcı” ifadesi, karbonhidrat sınıfında yer alan kalorili tüm maddelerin yanı sıra tatlılık veren her çeşit madde için kullanılmaktadır. Tatlandırıcılar, kimyasal yapılarına göre “kalorili olan karbonhidrat türü tatlandırıcılar” ve “kalorili olmayan alternatif tatlandırıcılar” olarak iki ana gruba ayrılmaktadır. Karbonhidrat türü tatlandırıcılar, kimyasal yapıları karbonhidrat yapısında olan şekerlerdir. Alternatif tatlandırıcılar, karbonhidrat sınıfındaki tatlandırıcılara alternatif olarak piyasaya sunulan ve tatlılık veren değişik gruplardaki maddelerden oluşmaktadır. Bunların bir kısmı doğal olarak bulunan bazı bitkilerden elde edilirken; bir kısmı kimyasal sentez yolu ile üretilmekte, bir kısmı da doğadan elde edildikten sonra kimyasal yollarla formlarında bazı değişiklikler yapılarak üretilmektedir.
Düşük kalorili yiyeceklerin ve içeceklerin tüketimi gün geçtikçe artmaktadır. Beslenme ilkelerinde yer alan düşük kalorili yiyecek ve içecek tüketmenin güncellik kazanması, bu tip gıda üreten endüstrilerin de gelişmesine katkı sağlamıştır. Günümüz teknolojisinde geliştirilmiş pek çok sayıda yapay tatlandırıcı bulunmaktadır. Günümüzde bu tatlandırıcıların kullanımına ilişkin çeşitli araştırmalar devam etmekte ve bazı ülkelerde bunların kullanımlarına sınırlamalar getirilmektedir.
Yapay tatlandırıcılar; salata soslarında, mayonezlerde, düşük kalorili bazı içeceklerde, jöleli tatlılarda, çikolata sanayisinde, bazı süt ürünlerinde ve yine bazı sütlü diyet tatlılarda kullanılmaktadır.
Şekeri hayatlarından çıkarıp yerine de kimyasal olan tatlandırıcıları kullanan çoğu insan, sağlıklı tercihte bulunduklarını zannederek aslında yanlış yapmaktadır. Zararlı olan bir maddenin yerine yine zararlı olan bir maddeyi seçmek ne kadar doğru olabilir ki? Üzerinde “şekersiz” yazan ama buna rağmen yine şeker tadı veren ürünlerin içerisinde karşımıza çıkan bu kimyasallar; kısa vadede baş dönmesi, unutkanlık, eklem ağrıları, çarpıntı ve halsizlik gibi çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. İlerleyen zamanlarda da diyabet, epilepsi, çeşitli beyin tümörleri, MS, Alzheimer ve bazı lenf bezi kanserleri gibi hastalıklara da yol açabilmektedir.
Sağlıklı, bilinçli ve mutlu bir yaşam dileğiyle…