Bitlis'in Tatvan ilçesinde bulunan 2 bin 948 rakımlı Nemrut kalderasında artan ziyaretçi yoğunluğu hem vahşi yaşamı hem de insanların güvenliğini tehdit etmeye başladı.
Dünyanın ikinci büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü civarında yaşayan bozayılar, son dönemde daha çok ilgi çekmeye başladı. Bozayıların görüntüsü son zamanlarda medyada da sık sık yer alıyor. Nemrut'un sevimli ayıları, sevimli hallerinin yanında son dönemde saldırgan tavırlarıyla da dikkat çekmeye başladı. Sevimli ayıların son dönemde agresifleşmeye başlaması birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Kalderanın doğal güzelliğini görmek isteyenlerin yanı sıra sırf ayıları görmek için kalderaya akın edenlerin sayısı son dönemde hayli artmış durumda. Ayılarla fotoğraf çekmeye ve onları elleriyle besmeleye çalışan ziyaretçiler, aynı zamanda bölgedeki ekosistemin doğal dengesinin bozulmasına neden oluyor. Yaşanan süreci değerlendiren uzmanlar ise ziyaretçilerin bölgeye artan ilgisi nedeniyle hem vahşi yaşamı hem de insan güvenliğini tehdit eden unsurlara dikkat çekiyor.
"Ekosistemdeki dengenin bozulmasına neden oluyor"
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Acil Durum ve Afet Yönetimi Uzmanı Hakan Okay, her gün yüzlerce ziyaretçinin akın ettiği kalderadaki büyük tehlikeye dikkat çekti. Son dönemde ziyaretçilerin bölgeye artan ilgisinin hem vahşi yaşamı hem de insan güvenliğini tehdit eden tehlikeli durumlar oluşturmaya başladığına işaret eden Acil Durum ve Afet Yönetimi Uzmanı Okay, "Nemrut kalderası, doğal güzellikleri ve eşsiz manzarası ile her gün yüzlerce ziyaretçiyi ağırlayan önemli turistik bölgelerden biridir. Kalderada bulunan krater gölü, çevresindeki zengin bitki örtüsü ve çeşitli vahşi yaşam türleri, özellikle doğa severler için cazip bir destinasyon haline gelmiştir. Ancak son dönemde, ziyaretçilerin bölgeye artan ilgisi hem vahşi yaşamı hem de insan güvenliğini tehdit eden tehlikeli durumlar oluşturmaya başlamıştır. Özellikle kalderada yaşayan bozayılarla ziyaretçilerin sık sık karşı karşıya kalmaları, önemli bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Bazı ziyaretçiler, ayıları elleriyle beslemeye çalışmakta ve tehlikeli şekilde yakın temasta bulunarak ayılarla fotoğraf çektirmek istemektedir. Bu durum, ziyaretçilerin ayı saldırılarıyla karşılaşmalarına neden olmakta ve hem insanlar hem de vahşi yaşam için büyük risk oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra kalderaya her geçen gün artan insan ziyaretleri, aynı zamanda bölgedeki ekosistemin de doğal dengesini bozmaktadır. Ayılar, insanların bıraktığı yiyecek atıkları nedeniyle doğal beslenme alışkanlıklarını değiştirebilmekte ve bu da hem ayılar hem de diğer yaban hayvanları için uzun vadeli sorunlara yol açabilmektedir. Bozayıların insanlardan yiyecek temin etme alışkanlığı geliştirmesi, vahşi yaşamın doğal davranışlarını olumsuz yönde etkileyerek ekosistemdeki dengeyi bozmaktadır. Ayrıca, bölgeye yoğun insan akını, ayıların yaşam alanlarını daraltmakta ve onları daha sık insanlarla karşı karşıya bırakmaktadır" dedi.
"Sadece vahşi yaşam için değil, insan güvenliği için de ciddi bir tehdit oluşturuyor"
Ziyaretçilerin ayılarla yakınlaşma çabalarının sadece vahşi yaşam için değil, aynı zamanda insan güvenliği için de ciddi bir tehdit oluşturduğunu ifade eden Okay, "Ayılar, içgüdüsel olarak koruma ve saldırı davranışı sergileyebilirler. Bu da zaman zaman yaralanmalar başta olmak üzere tehlikeli karşılaşmalar yaşanmasına neden olabilmektedir. Son dönemde, medyada ayı saldırılarına ilişkin haberlerin artışı da, bu sorunun ciddiyetini ortaya koymaktadır. Bu sebeple istenmeyen sonuçların önüne geçmek için bir takım önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu meyanda bölgede ziyaretçilere yönelik bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı ve özellikle ayılarla olan etkileşimin tehlikeleri vurgulanmalıdır. Ayıların beslenmemesi, fotoğraf çekmeye çalışılmaması gerektiği konusunda daha çok bilgilendirici levhalar konulmalı ve rehberler aracılığıyla ziyaretçilere sürekli uyarılar yapılmalıdır. Bölgedeki vahşi yaşamın korunabilmesi için ayıların ve diğer vahşi hayvanların yaşam alanlarının bozulmaması adına gerekli önlemlerin alınıp, atık yönetimi politikaları uygulanmalıdır. Bölgedeki ayı popülasyonunun ve diğer vahşi hayvanların sağlığı ve davranışları sürekli olarak izlenmeli, gerektiğinde vahşi yaşamı koruma önlemleri alınmalıdır. Bu amaçla, doğa koruma uzmanlarının rehberliğinde bilimsel araştırmalar yapılmalı ve kaldera ekosisteminin sürdürülebilirliği sağlanmalıdır. Sonuç olarak, Nemrut kalderası gibi doğal güzelliklere sahip alanların korunması, hem doğal hayatın devamlılığı hem de insan güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. Bölgeye yapılan insan müdahalesi kontrol altına alınmadığı takdirde, hem vahşi yaşam büyük bir zarar görecek hem de insanlarla vahşi hayvanlar arasındaki tehlikeli karşılaşmalar artacaktır. Bu nedenle, ziyaretçilerin bilinçlendirilmesi ve doğa koruma politikalarının sıkı bir şekilde uygulanması kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiştir. Bu önlemler ivedilikle alınmazsa ise korkarım ki yakın bir zamanda hiç istenmeyen sonuçlarla yüz yüze kalmak durumunda kalınacaktır" şeklinde konuştu.