Milleti Olmayacak İttifakın Adayını Açıklıyorum
Sepp Piontek!
Durum oraya gidiyor.
Biliyorsunuz,
Piontek, bir dönem Türk Milli Futbol Takımını çalıştıran,
Polonya asıllı Alman futbol adamı..
Bunlar,
Uzun süre galibiyet yüzü göremeyen takımın,
Teknik direktörünü kovduktan sonra,
Kapı kapı dolaşan kulübün düştüğü duruma düştüler!
Durum aynen böyle değil mi;
“Haşim Kılıç’ın menajeri ile görüşüldü”
“Mansur Yavaş’ın sözleşmesinin bitimini bekleniyor”
Ekmel mesaj gönderdi:
“Çağırırlarsa yeniden gelirim, Boğaz’ı unutamıyorum”
Bunlar bu şaşkınlıkla,
Fatih Terim’e falan da giderler ama..
Amerika izin vermez buna..
“Fatih takımı hep Galatasaray’dan yapar” der
Ve bunlara her takımdan oyuncu alacak bir tarafsız adam gönderir ve gönderecek!
Ben bu ittifaka, Piontek uyar diye düşünüyorum.
Düşünsenize,
Milliyetçi bir partinin içinin bir başka içinden çıkan ve adını da üstelik "Zafer" koyan partinin Genel Başkanı da başka bir aday arıyor..
Amerika..
Çeteleri dağılmış,
Atını Ala Dere’de, Bala Dere’de kaybetmişleri
Şimdi bir hangarda toplayıp
Hepsinin yakasına birer Şerif Yıldızı takınca,
Bu gariplerim de,
Masanın başında birbirlerinin yıldızlarına bakıyorlar;
Kimse kimseyi Şerif’e benzemeteyince,
“Kim nerenin Şerif’i” diye de afallayınca,hepsi
Balıkçıda malıkçıda toplanıyorlar!
İşin içinden çıkılmayınca da,
Yazdıkları raporları, Alman yönetici aracılığı ile
Büyük Şef’e yolluyorlar..
Ben anlamıyorum,
Siz anlıyor musunuz…
Bu partilerin yöneticileri,
Yardımcıları,
İl, ilçe başkanları, üyeleri..
Bu partilerde niye duruyorlar..
Haydi,
Amerika eski kovboylarını topluyor,
Ya siz…
Hiçbiri partisine sahip değil,
Hiçbiri kendi partisinin adayı, adamı, başkanı olamıyor..
Düşünün;
Uçaktasınız..
Hareket etmeyi, havalanmayı beklerken,
Şöyle bir anons duyuyorsunuz:
“Sayın yolcularımız, pilotumuz kalkamıyor,
Yedek pilotumuz da ilk uçuşunu şimdi yapmak için korkuyor
Diğer firmalardan pilot arayışımız sürüyor.
Çok bekletmeyeceğiz, stajyer pilotumuz hazır ama…”
Şimdi,
Bu uçakla havalanmayı mı düşünürmüsünüz hala..
Oturup beklemeye devam edermisiniz bu uçağın içinde..
6+1 masada oturanların şu çözümüne bakar mısınız;
“Elektrik faturamı ödemeyeceğim”
Di buyrun..
Çözüme bakın..
Bankaya borcunu da ödeme,
Bakkala, kasaba, benzinciye..
Kira borcunu da ödeme,
Doğalgaz..
Önünüze koyduğu çözüm bu..
Acil kamulaştırma, devletleşme falan yok.
Kahvehaneye gidip, her oyuna yeni bir kağıt istemedi mi?
Allah’tan kağıt fabrikamız yoktu da
“Biz oyun kağıdı yetiştiremeyiz” demediler.
Hükümetin yardım paralarına da;
“Biz Helal Kart vereceğiz” dedi
Bahçeli de o zaman “Hilal Kart” demişti.
Yani..
Hesaba yatırma yerine, koli yardımı yerine,
Kredi kart görünümlü fakir kart.
Altından saray yapsan,
Gümüşten merdiveni,
“Hani bunun mücevheri” diyen bu cevval millet de seçimde dedi ki:
“Adam zaten hesabıma yatırıyor, kapıma getiriyor,
Cebimdekini bırakıp çöllere niye düşeyim”dedi
Oyunu cebindeki hesap numarasına verdi.
Özetin özeti şudur:
Evinizde su tesisatı patlamış, her yer su dolu..
Siz tesisatçı çağırıyorsunuz,
Altı artı bir kişi geliyor;
“Su tesisatınız patlamış” diyor..
Sonra sizin bildiklerinizi size sayıyor;
“Elektrik aksamı yanmış, televizyon artık çalışmaz,
Buzdolabı şase yapmış,
Çamaşır makinanıza dokunmayın hala akım olabilir,
Fişleri bir yere takmayın…”
Sonra dönüp size diyor ki bay sözcüsü:
“Biz bi usta bulup gelelim”
Durum budur,
Son diyeceğim de şudur;
Artık inin şu uçaktan, partisine aday arayan
Genel başkanlık yapamayan, aday olamayan
Ülkeyi nasıl yönetecek,
Amerika’nın koltuğa pilot oturttuğu tüm uçaklar düştü:
Suriye’de,
Irak’ta,
İran’da,
Karadağ’da,
Macaristan’da,
Ukrayna’da,
Afganistan’da,
Venezüella’da,
Küba’da,
Sırbistan’da… Türkiye’de!..
Şimdi Pakistan zifiri gecelerde ışıl ışıl bağımsızlık ateşi ile yanıyor..
Şimdi halkların kendi liderini seçtiği günler geliyor..
Kendi dağından, ovasından, ırmağından akıyor..
Ak köpüklü, mavi çağlayanlar geliyor..
İnin o uçaktan
Ulusal karargahta toplanıp
Bir meşale de biz yakalım
Mavi ve sarı..
Mustafa Kemal renginde..
Al bayraklı dalgaları selamlayacağımız günler yakındır
Milli Hükümet Karargah’ından!
Siz yeterki inin o uçaktan.
Bırakın Tavşan yattığı arabanın gölgesini kendi kulağının gölgesi sansın..
Kara Fatmaların cephane yüklü kağnısı kalktı bir kere yerinden...
Kimse ırmağı doğduğu kaynağa geri götüremedi..
Dünya şimdi kendi Umman'ına akıyor
İnsanlığa akıyor.
Düşmanın havuzunda boğulucağına
Vatan'ın Çağlayayanın da çağla....