Kars’ta suyun önemi ele alındı

Aras Havzası Kuraklık Yönetim Planı ve Su Tahsis Planı Proje Kapanış ve Stratejik Çevresel Değerlendirme (SÇD) Toplantısı, Kars Valisi Ziya Polat'ın başkanlığında gerçekleştirildi.

Toplantıda; suyun akılcı ve sürdürülebilir kullanımı, yerüstü ve yeraltı su kaynaklarının kalite ve miktar açısından korunması ve iyi su durumuna ulaştırılması, ekosistemin devamlılığının temini, iyi kalitede ve yeterli miktarda su temin edilerek gıda güvenliğinin sağlanması, kaliteli içme suyu ile insan sağlığının korunması, sektörler arası planlama ve entegrasyon, çevresel altyapıların sürdürülebilirliği ve finansal kaynakların optimizasyonu, Aras Havzası’nın sosyal, ekonomik, politik, kurumsal, faktörlerinin analizi ile entegre su yönetiminin hedeflediği Aras Havzası Nehir Havza Yönetim Planları (NHYP) istişare edildi.

Programın açılış konuşmasını yapan Kars Tarım ve Orman İl Müdürü Enver Aydın, “Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli tarafından 2018 yılında yayınladığı küresel ısınma özel raporunda; beşeri sistem faaliyetlerinden kaynaklı olarak yerkürenin 1ºc ısınması halinde, 2030 ile 2052 tarihleri arasında küresel ısınmanın 1,5ºc eşik sınırı geçeceği açıklamıştır. Değişen dünya iklimi aşırı sıcaklık, kuraklık, yağış düzensizlikleri sebebiyle habitatlarımızda hasarlara yol açacağı aşikârdır. Ortaya çıkan hasarları en aza indirmek için tarım, enerji, sanayi, inşaat, ulaşım gibi sektörlerde gerekli eylem planı ve stratejileri geliştirilerek yarının şehirlerini ve kırsal uğraşı alanlarını planlanmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bilinçle; Aras havzası kuraklık yönetim planı ile muhtemel kuraklık riskleriyle karşılaşıldığında yaşanacak olan olumsuz etkilerin azaltılması, su kıtlığında alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi ve mümkün olan en kısa sürede kuraklık problemlerinin çözümüne yönelik olarak kuraklık öncesinde, esnasında ve sonrasında alınacak tedbirlerin belirlenmesinin, hedeflendiğini bilmekteyiz. Bu doğrultuda Aras Havzası’nın su bütçesi ve kuraklığa karşı hassasiyeti göz önünde bulundurularak, entegre havza yönetimi yaklaşımı ile kuraklığın ve su kıtlığının üretim kaynaklarına ve sosyoekonomik hayata olumsuz etkilerinin azaltılmasını sağlamamız gerekmektedir. Dahası havzadaki kısıtlı su kaynaklarının akılcı ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması için kuraklık ve su kıtlığı indikatörlerinin ve eşik değerlerinin belirlendiği, buna göre kuraklık öncesinde, esnasında ve sonrasında yapılacak çalışmalar ve alınması gereken tedbirlerin ortaya konduğu bir kuraklık yönetim planı hep birlikte titizlikle üstümüze düşen vazifeyi yerine getireceğimize inancım tamdır. Gelecek nesillere de bu havzanın nimetlerinin taşıyacağımız sürdürülebilir bir havza yönetimi için olağanca gücümüzle bilimsel göstergeler üzerinde çalışmalarımızı tüm gücümüzle gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.

Alışkanlıklarımızı değiştirmezsek 2030 yılından sonra ülkenin su kıtlığı çekeceğini söyleyen Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Saltuk Buğra Fındık, “Bildiğiniz üzere su yerine herhangi bir madde ikram edemeyeceğimiz, elinizde tuttuğumuz veya gördüğümüz herhangi bir maddenin veya ürünün ya içerisinde bulunan veya onunla elde edilmesinde kullanılan olmazsa olmaz bir varlık. Bu varlık üzerinde maalesef hem nüfus artışı hem tüketim alışkanlıklarımızdaki olumsuz gelişmeler ve ilerlemeler sebebiyle baskı altında bulunduruyoruz. İklim değişikliğinin etkisiyle bu baskıların daha da artacağını öngörüyoruz. İklim değişikliği dünyanın aslında aşina olduğu bir süreç. İklim değişikliği sebebiyle dünyada, geçmişte olumsuz etkilerinin olduğunu, tarihi kayıtlardan da Kavimler Göçü de bunun bir örneği, hepimizin bildiği Nuh Tufanı bulunduğun bir örneği veya okumuş olduysanız Gılgamış Destanı bunun bir örneği. Tarihte yıllar boyunca iklim değişikliğinin etkileri dünya üzerinde görüldü ama son yüz yıldır sanayileşmenin etkisiyle maalesef insanoğlu bu etkileri git gide daha da hızlandırarak devam ettirdi. İklim değişiyor, bunu biliyoruz ama buna uyum sağlamamız gerekiyor. Uyum sağlamanın yolu da su kaynaklarının özellikle havza ölçeğinde planlı programlı bir şekilde yönetilmesidir. Bu yönetilmenin de en temel dayanağı verimli kullanmadır. Maalesef yapmış olduğumuz çalışmalar doğrultusunda 2030 yılından itibaren ülkemiz su stresi bir ülkeyken su kıtlığı çeken bir ülke konumuna gelecek. Eğer biz alışkanlıklarımızı değiştirmezsek, suyu verimli kullanmazsak maalesef karşılaşacağımız durum sıkıntı çeken bir ülke.” ifadesini kullandı.

Suyu daha verimli kullanmamız gerektiğine işaret eden Vali Ziya Polat ise, “Su stresi yaşayan ülkelerden biriyiz, yakında kuraklığa doğru gidiyoruz. Nisan ayında Kars’ı gördünüz, doğru düzgün yağmur almadı ama bir haftadır aşırı bir yağış, dolu yağışı, iklim değişikliğinin yansımasını görüyoruz. Biz bu iklim değişikliğine hazır mıyız? Onun tartışmalarını, onun toplantılarını yapıyoruz. Ne kadar hazırız? Hangi kurum, ne kadar hazırlık yaptı onun planlamasını yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Bu topraklardaki su kaynaklarının azaldığını hepimiz görüyoruz. Az olan kıymetli olur, kıymetli olan suya da hepimizin sahip çıkması lazım. Tüm kurum ve kuruluşlarımız bununla ilgili çalışmalar yapıyor, planlamalar yapılıyor, su kanunu çıkacak dedi genel müdürümüz inşallah çıkar çok ihtiyacımız var. Sahanın buna hazır olması, kurum ve kuruluşlarımızın buna hazır olması gerekiyor, yaptığımız yatırımları ve bundan sonra yapacağımız yatırımlarda kapalı devre su sistemi yapacağız. Vahşi sulamadan bilinçli sulamayı geçmek zorundayız. Açılan kuyularda daha dikkatli, daha izin çerçevesinde olmak zorundayız, kullandığımız suyun geçtiğimiz hafta tasarruf genelgesi çıktı ve su ile ilgili tasarrufları da anlatmak, bunu hayata yansıtmak zorunda olmamızı biliyoruz. Evimizden başlayacağız, kamu kurum ve kuruluşlarına başlayacağız, belediyelerimiz aynı işi yapmak zorundayız.” ifadesini kullandı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kars Haberleri