Volkan KARABAĞ
Hz. Ali’nin “Haksızlık karşısında eğilmeyin” sözüyle konuşmasına başlayan Başkan Bilgen, “Haksızlığın karşısında eğilirseniz hakkınızla birlikte onurunuzu da kaybedersiniz. Bu söz aslında bugün ülkemizde de bu şehirde de yaşadığımız mahallede de çalıştığımız yerde de Ortadoğu’da da dünyada da her şeyi analiz etmeye her şeyi özetlemeye yetiyor. Elbette emek bir haktır. Özgürlük gibi, barış gibi insanca yaşaya dair haklardan ve insanı insan yapan değerlerden birisidir. Ya değerlerden yana olursunuz ya değerlere karşı olursunuz.” şeklinde konuştu.
Dünyamızda silah tüccarlarının sözünün geçtiğini söyleyen Başkan Bilgen, “Emekle ilgili, işçilerle ilgili, çalışanlarla ilgili yaşadığımız haksızlıklar bir bozuk düzenin parçası olmaktan kaynaklanıyor. Bu bozuk düzeni değiştirmek, insanca yaşamak, insana ait olanı yaşatmak, insanı değerleri her şeyin üstünde tutmak, her türlü ırk ayrımının, her türlü etnik ayrımın, her türlü inanç ayrımının, her türlü sınıf ayrımının üzerinde bir yere oturtmak zorundayız. Eğer emeği bir insani değer olarak görmezsek onu savunmak, onu korumak mümkün olmaz. Bugünün dünyasında ne yazık ki silahlar konuşuyor, ne yazık ki silah tüccarlarının dediği oluyor ve silaha ayrılan her para, silaha ayrılan her kaynak aslında sizin, bizim, hepimizin emeğinden, alın terinden, vergisinden kesilerek oraya aktarılıyor. Onun için emekle barış birbirinden ayrılmaz şeylerdir. Eğer dünyada bu coğrafyada savaş egemen olursa emekle ilgili mücadelemizin de ulaşabileceği hiçbir şey olmaz. Aynı şekilde özgürlük yoksa emekte yoktur, özgürlük yoksa eşitlik yoktur, işçi hakkını savunuyorsanız kültürel hakları da birlikte savunacaksınız. Bunları insan olmanın ayrılmaz parçaları görüyorsanız o zaman yürüttüğünüz mücadelede her kazanım başka bir kazanımı kolaylaştırır. Aksi taktirde bu sadece kendi kendimizi kandırmaya dönüşür.” ifadesini kullandı.
Belediye adına da hesap veren Başkan Bilgen, “Biz artık bu şehirde sadece eleştirmek, sadece yanlışa işaret etmek değil. Ama doğruyu yapmak, hakka adalete uygun olanı gerçekleştirmekle sorumluyuz. Bu topraklarda, bu coğrafyada 100 yıl önce 1 Mayıs mitinglerine onbinlerce insan katılıyordu, Sarıkamış’ta demiryolları işçilerinin mitinglerine 25 bin kişinin katıldığına dair 100 yıl öncenin kayıtları var, gazete haberleri var. Eğer bugün işçi hakkını savunmak, 1 Mayıs’ta buluşmak ne yazık ki bir mütevazi buluşmaya dönüşüyorsa elbette ki coşkuya, kararlılığa hiçbir sözüm yok bunda hepimizin faydası var. Bu şehirde sendikacılık yapanların, siyaset yapanların kendimizi katarak söylüyorum, şehri yönetenlerin her türlü eksiğimizle yüzleşmek ve bu şehirdeki eksikleri giderecek bir anlayış için ciddi, kararlı, cesur bir muhasebe yapmak zorundayız. Seçildiğimiz gün hesap, kitap, demirbaş, döküm neyse malvarlığı bunları almayı başaramadık, teslim edilmedi, teslim etmeye layık görmediler. Neyse, kim neye kendini layık görüyorsa öyle davranır. Biz belediye binasına astık. Ne kadar çalışanımız var? Ne kadar aracımız hacizli? Ne kadar aracımız arızalı? Bunu 1 ay boyunca belediye binasında asılı tuttuk. Bundan sonra kendi yaptıklarımızın hesabını vereceğiz. Bizden öncekilerin hesabını nasıl ifşa ettiysek kendi hesabımızı da vereceğiz, birkaç gün sonra bu ay içerisinde biz ne ödedik? Halkımız bize hangi katkıları yaptı, hangi gelirlerimiz var, hangi giderlerimiz oldu? Bunun da hesabını vereceğiz.” dedi.
Dün itibariyle işçilerin maaşlarını ödediklerini de kaydeden Başkan Bilgen, “Dün itibariyle maaşları hesaplara yatırdık ama Beltaş’ın personelinin maaşları işçilerin hesaplarına yattı. Ancak bankada para olmadığı için Karbiyotek şirket işçilerinin maaşları Cuma günü hesaplarına yatacakmış. Çünkü Erzurum’dan para gelmesi için 2 gün geçmesi gerekiyormuş.” diye konuştu.