ADAYINIZIN YÜZÜNE İYİ BAKIN!..
Olay, İstanbul-Kars otobüsünde geçiyor…
Topkapı’dan Kars otobüsüne binen yaşlı bir Karslı;
İlk mola yerinde ihtiyacını karşıladıktan sonra gelip koltuğuna oturuyor.
Yanındaki adamın yüzüne bakıyor,
Yol arkadaşı olmadığını anlıyor.
“Herhalde yanlış yere oturdum” diyor içinden.
Arkadakilere, öndekilere bakıyor.
Onlarda tanıdık gelmiyor.
Sağa, sola derken…
Bu seferde.
Yanlış arabaya bindiğini düşünerek inip arabanın sağına soluna bakıyor.
Renk desen aynı.
Üstelik önünde Kars yazıyor.
Çaresiz, kalkmakta olan arabaya tekrar binip şoförün yanına diklenerek
Otobüsün içine sesleniyor:
“Sayın yolcular hele bene eyi bakın ben bu harabanın yolcusumuyam?”
Şimdi…
31 Mart’ta oy vereceğiniz adayınızın yüzüne iyi bakacaksınız.
Bu şehrin adamı mıdır,
Belediyeyi battığı bataktan çıkaracak biri midir,
Birikimi tecrübesi var mıdır,
Evi, işi burada mıdır?
Koltuğa oturduğunda…
Aklı da bedenide aynı koltukta mı olacak,
Yoksa bedeni burada,
Aklı evinin, işinin olduğu yerde mi olacak?
Bir de sorular sorun…
Mesela…
Adayınız Kürt ise;
Yapacağınız kaldırımdan sadece Kürtler mi geçecek?
“Yok herkes geçecek” der ise…
“O zaman neden sadece Kürtlerden oy istiyorsun?” diye sorun.
Adayınız yerli ise;
“Temiz su sadece yerlilerin evinden mi akacak?”
Sorusuna
“Herkesin evinden temiz su akacak” der ise,
Ona da neden sadece yerliden oy istiyorsunuz diye sorun.
Azeri adayına da sorun.
Yolları sorun…
Kim hangi yoldan geçecek deyin.
Gelen zamlardan Azerileri koruyup kollamayacağını sorun.
Terekeme ve Alevilere kimse bir şey sormasın.
Onlara hangi yolu gösterirseniz yürürler…
Hangi suyu verirseniz içerler.
Mesela sizden oy isteyen adaylar diyor ya;
“Aynı milletteniz, gelin bir araya toplanalım”
Sorun onlara;
Kars’ı sel vurursa, bizim eve gelecek suyu Kürdün evine yönlendirebilecek misin?
Doğalgaza gelen zammı, Azer’inin faturasına yazdıracak mısınız?
Gece ayaz çıktığında…
Yerliler daha mı az üşüyecek?
Benzine, çaya, şekere gelen zamları…
Zaten adayları madayları olmayan
Terekeme ve Alevi’ye yükleyecek misin?
Diyeceğim şu ki;
Belediye Başkanı kim olursa olsun…
Gelen zam hepimize gelmiyor mu?
Yağmur hepimizin başına aynı yağmıyor mu?
Soğuk hepimizin canına aynı yapışmıyor mu?
Üstümüze sıçrayan çamur kimi ayırıyor?
Sel adres soruyor mu?
Lağım karışmış su musluk mu soruyor?
Bakkal ekmeği Belediye Başkanının adamına ucuz mu sayıyor?
Benzinci kimin arabasına bir litre fazla koyuyor?
Belediye Başkanının soyundan olan pilot kokpite mi bindiriyor?
Elektrik şirketi şalteri indirdiğinde;
“Ben Belediye Başkanının köylüsüyüm” deyin bakayım…
Eğer siz bir fazla ekmeği kendi şehrinizdeki fırıncıya vermezseniz,
Biri de gelip sizin bostanınızda tere satar.
Yıllardır yüzünü görmediğiniz adam,
Size ben ekonomist makinist oldum geldim der.,
Siz siz olmazsınız… biri de…
“Vallahi de billahi de Kalede ki bayrağa dokunmayacağım” der.
Sizde bunu iyilik sayarsınız, lütuf sayarsınız.
Sonra bir bakarsınız ki;
Yaşadığınız şehir komşu ile bağlanmış…
Adı da…
Büyük çatma, küçük çatma, büyük Kımılı, küçük Kımılı
Gibi Ladı Kars, Büyük Kars gibi köy olmuş!
“Köy olmamış neyi kalmış” demeyin.
Siz çıraları gür yandırın ve yanyana gelin
Bakın neler olacak…
Vatan’ına güveneneler, Ankara’nın bozkırını başkent yaptılar.
Bozkıra ilk gülü Seymenler dikmişti.
Kars’ın karanlığına ilk çırayı siz yandırın ve yatanı uyandırın.
Ve arabanıza binmeden önce plakasına
Sonra da şoförüne iyi bakın…