Başkan Topçu’dan 1 Mayıs açıklaması
Kars 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Tertip Komitesi Başkanı Hakan Topçu, 1 Mayıs kutlamalarında açıklama yaptı.
Kars’ta 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü Tren Garı Meydanında kutlandı. Kutlamaların açılış konuşmasını yapan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Tertip Komitesi Başkanı Hakan Topçu, şunları söyledi;
"Sevgili Kamu Emekçileri,
Bu ülkenin emeği ile geçinen tüm kesimleri gibi bizim de iyiyi, güzeli, umudu yaşatmaya ve büyütmeye ihtiyacımız var.
Umudumuzu,Kars cumhuriyet meydanını vermeyerek kırmaya çalışan zihniyetlere diyoruz ki :biz üreteniz ,kırıldığımız yerden sivriliriz ,siz gelecek nesillere nasıl hesap vereceksiniz,emekçileri izole ederek neyi gizleyeceksiniz! Yandaşlara açtığınız meydan ve kurumları emekçilere yasaklayarak nereye varacaksınız !
Bizi hem kamu emekçisi hem de vatandaş olarak yıllardır yok sayıyor, “kapı kulu” olarak görüyorlar.
Maaş artışlarımızda yaşadığımız gerçek enflasyonun yarsına bile denk gelmeyen TÜİK enflasyonunu temel alıyor,soframızdaki ekmeği dilim dilim küçültüyorlar.
Hepimize çalışırken yoksulluk, emeklilikte sefalet dayatıyorlar. Açlık sınırı 24 bin TL’yi yoksulluk sınırı ise 63bin TL’yi aştı. Çalışırken aldığımız ortalama maaş yoksulluk sınırının yarısına, emeklilikte aldığımız maaş ise açlık sınırının yarısına kadar düştü.
Bugün net 12.050 TL olan seyyanen ödenek başta olmak üzere ek ödemelerimiz taban aylığımıza yansıtılmadığı için önümüzdeki dönem emekli aylıklarımız pula dönüşecek.
Kamu alanını güvencesiz onlarca istihdam türü ile parça parça ediyorlar. Yıllardır mülakat sistemi ile torpilin kapısını sonuna kadar açıyor, liyakati ortadan kaldırıyorlar.
Bizler hakkımızı aramayalım, birlik olmayalım diye her yolu mubah görüyorlar.
İnancımızdan dilimize, siyasi düşüncemizden cinsiyetimize, doğduğumuz yerden tuttuğumuz takıma kadar her alanda ayrımcılığı kışkırtıyor. Bizi karşı karşıya getirmeye, bölmeye hatta düşmanlaştırmaya çalışıyorlar.
Rant için kentlerimizi, doğamızı betona boğuyor, doğal afetleri felakete çeviriyorlar.
Eleştireni, sorgulayanı, soru soranı, hak, hukuk, adalet isteyeni susturmak için memlekette ne Anayasa ne de hak hukuk bırakmıyorlar.
Bunlar yetmezmiş gibi her krizin, her felaketin faturası bize yıkılıyor. Bizden alıp patronlara veriyorlar. Fakirin, dar gelirlinin boğazından kesip zenginin kasasını dolduruyorlar
Bize güvencesiz istihdamı, kölece çalışmayı, açlık sınırında bir yaşamı reva gören,
Ekmek kadar, su kadar ihtiyacımız olan adaleti, demokrasiyi, sendikal haklarımızı özgürlüklerimizi ortadan kaldıran,
Savaş politikalarıyla halkları düşmanlaştırarak iktidarda kalmaya çalışan
Her seferinde bizim değil, zenginlerin, sermayenin, patronların yüzünü güldüren,
Bu düzenin bize tek vaadi daha fazla yoksulluk, daha fazla sefalet, daha fazla baskıdır.
Ancak bu böyle gitmez! İnsan, emek ve doğa düşmanı bu düzene ARTIK YETER demenin vakti çoktan geldi!
Her şeye rağmen gelecek güzel günlere olan umudumuzu kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz. Çünkü tüm baskılara, olumsuz koşullara rağmen emeğin, emekçilerin sürdürdüğü mücadele üzerimize çöken karabulutları dağıtıyor.
Yepyeni bir gün doğuyor.
31 Mart seçimlerinde çeşitli hileler ve taşıma seçmenler ile kayyum zihniyetini evrimleştiren sistem işçisinden kamu emekçisine, emeklisinden asgari ücretlisine, kadınından gencine bozuk düzenin çarkları
ile ezilen milyonlar “BİZİ YOK SAYAMAZSINIZ, BİZ BURADAYIZ!” dedi.
ŞİMDİ, MÜCADELEYİ, DAYANIŞMAYI VE UMUDU BÜYÜTME ZAMANI!
EMEĞİN SESİNİ DAHA DA YÜKSELTME ZAMANI!
Şimdi:
Emeğin sömürülmediği, %1’in değil %99’un mutlu yaşadığı,
Herkesin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin ve gelirinin olduğu,
Ekonomik krizlerin, salgınların faturasının emekçilere yıkılmadığı,
Vergide adalet için az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığı,
Temel tüketim maddelerinde dolaylı vergilerin sıfıra indirildiği,
Ücret gelirlerinden alınan gelir vergisinin yoksulluk sınırına kadar olan gelirler için %10’da sabitlendiği,
Torpilin, kayırmanın kapısını sonuna kadar açan mülakat sisteminin kaldırıldığı, liyakat ve kariyerin esas alındığı,
Sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı,
Kamuda evrensel sendikal normlara uygun, grevli toplu sözleşme hakkımızı teminat altına alan, hak ve özgürlüklerin
önündeki engellerin kaldırılmasını merkezine alan demokratik bir sendika yasasının hayata geçirilmesini,
Haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen KHK’lilerin işine geri döndüğü,
Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı haksızlığa uğramadığı,
Düşünmenin, düşünceyi ifade etmenin cezalandırılmadığı,
Eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu,
Kadınlara yönelik cinayet, şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı,
İstanbul Sözleşmesinin feshinin iptal edildiği, 190 sayılı ILO sözleşmesinin imzalandığı,
Çocuklarımızın okula aç gitmediği, MESEM projesi adı altında çocuk işçi haline getirilmediği, ÇEDES projesiyle laik ve
bilimsel eğitimden mahrum bırakılmadığı,
Gündüzlerinde Sömürülmeyen, Gecelerinde Aç Yatılmayan,
Emeğin, Eşitliğin, Özgürlüğün, Demokrasinin, Barışın, Laikliğin Hâkim Olduğu
Bir Dünya ve Ülke İçin Birleşme Zamanı"
Kaynak:Volkan Güngör
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.